Antimikrobiyal direnç (AMD), en basit anlatımla, herhangi bir mikroorganizmanın, onu ortadan kaldıracak antimikrobiyal tedaviye karşı direnmesi, varlığını sürdürmesidir. AMD tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artarak devam eden ciddi bir halk sağılığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü, AMD’ in insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük 10 küresel halk sağlığı tehdidinden birisi olduğunu bildirmiştir ve 2050 yılında AMD nedeniyle dünyada yılda 10 milyon kişinin hayatını kaybedeceğini, kanser, diyabet gibi bir çok hastalığa bağlı ölümleri geçerek ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alacağını, her 3 saniyede 1 insanın öleceğini öngörmektedir.
Antibiyotikler, hem insan hem hayvan sağlığı için kullanılan önemli bir ilaç grubu olmasının yanı sıra doğada bir çok bakteri ve mantar tarafından üretilmekte, bakteriler antibiyotiklere sürekli olarak maruz kalmaktadır. Bu nedenle dirençli bakteriler ve direnç genleri sürekli olarak insan-hayvan-çevre ekosistem döngüsünde yer almaktadır. AMD insanlar, hayvanlar, bitkiler ve çevre için bir tehdittir ve “Tek Sağlık” yaklaşımıyla ele alınmalıdır. AMD ile mücadele, sektörler arasında ve ülkeler arasında yüksek düzeyde işbirliği gerektirir. Bu nedenle 2015 yılından bu yana her yıl 18 Kasım gününü içine alan hafta (18-24 Kasım tarihleri arasında) “Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası” olarak kabul edilmiştir. Bu haftanın amacı, tüm dünyada küresel antibiyotik direnci konusundaki farkındalığı arttırmak, toplum, sağlık çalışanları, çiftçiler, hayvan sağlığı uzmanları ve politikacılar arasında antibiyotik direncinin yayılmasını önlemeye yönelik iyi uygulamaları teşvik etmektir. Bu haftada özellikle “Akılcı Antibiyotik Kullanımına” dikkat çekilmelidir. “Akılcı Antibiyotik Kullanımı” endikasyon varlığında uygun ilacın, uygun doz ve sürede kullanılmasıdır.
“Akılcı Antibiyotik Kullanımı” için öncelikle kanıta dayalı tanı yöntemleri kullanılarak enfeksiyonların tanısının doğru konulması gereklidir. Mikrobiyolojik testler ile etkenin kısa sürede belirlenmesi ve antimikrobiyal duyarlılık testleri çalışılması doğru antibiyotik seçiminde en önemli etkendir.
Antibiyotiklerin gereksiz ve yanlış kullanımı insanlardaki normal bakteriyel floranın değişmesine, bu da dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına, ishal vs. gibi istenmeyen yan etkilerin görülmesine, karaciğer ve böbrekler başta olmak üzere birçok organda zarara neden olabilmektedir. Bu nedenle antibiyotikler sadece hekimin reçete ettiği durumlarda, eczacının danışmanlığında uygun miktar ve sürede kullanılmalıdır. Hekim reçete etmedikçe kendi kendine ya da eş-dost önerisiyle antibiyotik kullanılmamalıdır. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yerinin olmadığı unutulmamalıdır.
Bir diğer önemli husus da hekimlerin, antibiyotikleri reçete ederken güncel klinik rehberleri izlemesi, hastanelerindeki ve toplumdaki direnç verilerini de kullanarak doğru ilacı, doğru dozda, doğru süre ve zamanda vermesidir. Bunun için de periyodik eğitimler önemlidir.
Bu hafta vesilesi ile hastanemizde 20.11.2024 saat 12.30-13.30 arasında Beyhekim toplantı salonunda Akılcı İlaç Komisyonu ve Sosyal Akademi Topluluğu tarafından organize edilen, fakültemiz öğrencilerimizin rol aldığı skeçlerle “Antibiyotiklerin Akılcı Kullanılması” na dikkat çekildi.