Tüm dünya ülkelerinde ve ülkemizde, tütün ürünleri ve başta sigara tüketimin yol açtığı zararlı etkilerinin önlenmesi ve küresel tütün salgınını önlemek, toplumda sağlıklı yaşam bilincini geliştirmek, tütün kullanımı ve zararları konusunda farkındalık oluşturmak, tütün ürünü kullananları bırakmaları yönünde teşvik etmek amacıyla her yıl 9 Şubat “Sigarayı Bırakma Günü” olarak kutlanmaktadır.

 

Tütün kullanımı ve sigara, tüm dünya ülkeleri için en önemli ve önlenebilir halk sağlığı sorunlarından birisidir.  Dünyada 15 yaş ve üzeri nüfusta 1,5 milyar kişi (her üç erişkinden biri) tütün bağımlısı olup bunların %80’i orta ve gelişmekte olan ülkelerdedir.

Her 6,5 saniyede bir kişi sigaraya bağlı nedenlerle hayatını kaybetmektedir. Dünya’da tütün kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle yılda 8 milyon kişi ölmektedir.

Tütün ürünleri; Pipo, puro, enfiye, çiğneme, nargile ve sigara şeklinde kullanılmaktadır. Tütün kullanımı içerisinde sigara tüketimi %95 ile ilk sırada yer almaktadır.

Ülkemizde ise yaklaşık 16 milyon vatandaşımız tütün ürünlerinden sigara kullanmakta ve her yıl 100 bin den fazla vatandaşımızı sigara ve yol açtığı hastalıklar nedeni ile kaybetmekteyiz. Tüm ölümlerin %23’ü tütüne bağlı hastalıklar sebebiyle olmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu Türkiye Sağlık Araştırmasına göre 2019 yılında 15 yaş ve üzerindeki yetişkin bireylerin %28’i; erkeklerin %41,3’ü, kadınların %14,9’u tütün ürünü kullanmaktadır.

Ülkemiz sigara ve tütün kullanımının oldukça fazla olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Dünya’daki sigara ve tütün kullananların 2/3’nü ülkemizin de içinde olduğu 10 ülke kapsamaktadır. Ülkemiz Dünya ülkeleri arasında sigara tüketiminde 8. sırada yer almaktadır. Ülkemizde 2012 Küresel Yetişkin Tütün Araştırma (KYTA) sonucuna göre sigara kullanım sıklığı %24,6, 2016 KYTA sonucuna göre  %28, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Şubat 2022 araştırma sonucuna göre ise %37,6 olarak bulunmuştur.

SİGARA TİRYAKİLİĞİ EN ÖLDÜRÜCÜ TOPLUMSAL ZEHİRLENME OLAYIDIR!

Her bir sigarada; vücut için zehirli, tahriş edici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı formaldehit, siyanür, amonyak, karbonmonoksit, naftalin, kadminyum, aseton gibi 4000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Bunlardan en az 81 tanesinin (arsenik, benzen, vinil klorür v.b) doğrudan kansere sebep olduğu tespit edilmiştir.

Sigara kullanımı erişkinlik döneminde;  başta akciğer kanseri olmak üzere dudak, dil, gırtlak, yemek borusu, mide, böbrek, lösemi gibi pek çok kansere, kalp-damar hastalıklarına, KOAH ve astıma, erken yaşlanmaya ve erken ölüme yol açabilmektedir. Cildin erken yaşlanması, mide ülseri ve gastro-özofageal reflü, katarakt, tat ve koku alma duyularında zayıflama, kemik yoğunluğunda azalma, diş kaybı, yara ve ameliyat sonrası iyileşme zorluğu, şeker hastalığı, bel ve sırt ağrıları, bağışıklık sisteminde zayıflamaya neden olmaktadır. İçilen sigaradan dolayı akciğer kanseri riski 22 kat, ağız kanseri riski 30 kat artmaktadır.

Ölüme yol açan davranış ve bağımlılıklar incelendiğinde; obezite, alkol kullanımı, enfeksiyonlar, toksik ajanlar, yangınlar, trafik kazaları ve esrar, eroin gibi yasadışı madde kullanımları arasında sigara ölüme yol açan durumlar arasında ilk sırada yer almaktadır.

Ergenlik döneminde sigara tüketilmesi hem erkek hem de kadında infertiliteyi (kısırlığı) artırmaktadır. Gebelik esnasında ise düşükleri tetiklemekte, istenmeyen gebelik kayıplarına (ölü doğum), hipertansiyona ve gebelik toksemisine, folat, Bı, B6, B12 vitamin eksikliklerine, yarık damak ve dudak oluşumuna, akciğer gelişiminde problemlere yol açmaktadır.

Gebelikte sigara içimi ile düşük doğum ağırlıklı bebek arasında bağlantı vardır. Gebelikte sigara içme, %20-30 düşük doğum ağırlıklı bebeğe neden olmaktadır.  Sigara içindeki karbonmonoksit, nikotin, toluen, siyanid  ve kadmiyum gibi bileşimlerin dramatik olarak fetal büyüme defektlerine yol açtığı gösterilmiştir.  Bebeklik ve çocukluk döneminde ise annenin sigara içmesi ve pasif maruziyet çocuklarda bilişsel-davranış problemlere, hiperaktiviteye ve sebebi açıklanamayan mental redardasyonlara  yol açmaktadır.  Ani bebek ölümlerine, sık orta kulak ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına, astım ve pnomöniye, yanıklar ve yanıklara bağlı ölümlere yol açmaktadır.

Annenin emzirme döneminde sigara içimi süt miktarını ve içeriğini ciddi şekilde etkilemektedir. Annelerin doğum sonrası sigara içmeyi sürdürmeleri anne sütünün miktarını %30 azaltmakta, sütteki yağ miktarını, C vitaminini de azaltarak yeni doğanların daha az kilo almasına neden olmaktadır. Anne sütüne geçen nikotini alan bebekte intestinal kolik (gaz sancısı), bulantı, kusma, uyku problemi ve aşırı ağlama meydana gelmektedir.

SİGARADAN KURTULMAK ZOR DEĞİL!

Erişkinlik, gebelik, bebeklik dönemi, yaşlılık olmak üzere hayatımızın her aşamasında sigara içimi ve pasif maruziyet bu denli sağlığımızı olumsuz etkilemekte iken, bundan kurtulmak mümkün müdür?  Evet,  Sigaradan kurtulmak için öncelikte sigara bırakmaya niyet etmek kurtulmanın yarısıdır. Diğer yarısı ise ülkemizde Sağlık Bakanlığına bağlı, onaylı bir sigara bırakma polikliniklerinin birinden davranışsal terapi ve kişiye en uygun etkili bir medikal tedavinin önerilmesi ve başlanmasıdır.

ALO 171 SİGARA BIRAKMA DANIŞMA HATTI

ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı sigarayı bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla 27 Ekim 2010’da kurulmuştur. Danışma hattına gelen çağrılar, sigara bırakma konusunda eğitim almış operatör aracılığı ile 7/24 saat hizmet verecek şekilde karşılanmaktadır.  Gelen çağrıları karşılayan operatörler tarafından danışanlara sigaranın zararları hakkında bilgi aktarılmakta ve sigara kullanım alışkanlıklarını tespit etmeye yönelik bağımlılık değerlendirme ölçeği uygulamaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda bağımlılık düzeylerine göre kişilere ya sigara bırakma planı yapılmakta ya da kişiler sigara bırakma polikliniğine yönlendirilmektedir.

Ülkemizde 2020 itibari 90’ı Üniversiteler bünyesinde olmak üzere 534 adet Sağlık Bakanlığına bağlı sigara bırakma polikliniği olup (845 sertifikalı hekim hizmet vermektedir), Konya’da toplam 14 adeti hizmet vermektedir. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Aile Hekimliği Sigara Bırakma ve Tedavi Polikliniği, Sağlık Bakanlığına bağlı Sigara Bırakma Polikliniklerinden biri olup aktif olarak hizmet vermeye 2009 yılında başlamıştır.

MEDİKAL TEDAVİ

Medikal tedaviler arasında ilk tercih tedaviler içerisinde; Nikotin Replasman Tedavisi (NRT) (nikotin sakızı, nikotin bandı, nazal spreyler, dilaltı tabletler), Vareniklin, Bupropion, ve Sitizin yer almaktadır. Bu tedaviler kişiye özel olup, mutlaka hekim önerisi ve kontrolleri doğrultusunda kullanılmalıdır. Sigara bırakma sürecinde; 3. gün, 15. gün, 1.ay, 3.ay, 6.ay, 1. yıl ve 2. yıl olmak üzere telefon görüşmeleri ile, gerekli durumlarda yüz yüze görüşmeler ile bireyler en az iki yıl takip ve tedavi sürecine alınmaktadır

Sonuç olarak; toplum sağlığının korunmasında önemli yer alan hekimler, her görüşmede hastasının sigara içme durumunu sormalı ve sigara içenlere bırakması konusunda önerilerde bulunmalıdır. Sigara bırakma tedavisinin ilk basamağı hastayı sigarayı bırakması konusunda motive etmek, bilgilendirmek ve desteklemektir. Sonuçta hastalık yok hasta var prensibi göz önünde bulundurularak, hastanın daha önceki sigara bırakma deneyimleri, kullandığı ilaç ve yöntemler de göz önünde bulundurularak kişiye özel en etkili ve güvenli ilaç hastaya önerilmelidir. Sigara bırakma hastalarına davranış terapisi eşliğinde uygun medikal tedavi verilip, telefon ve klinik izlemlerle iki yıl takip yapılması başarıyı artırmaktadır.

SİGARAYI BIRAKIN SAĞLIKLI YAŞAMA BAŞLAYIN